Taşınmaz Satış Vaadi -Kamulaştırma Şerhi- İfa İmkansızlığı

Kamulaştırma Şerhi

İfa İmkansızlığı

YARGITAY 14. Hukuk Dairesi
ESAS: 2015/1164
KARAR: 2015/2654

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Davacı, davalıların murisleri İ… adına kayıtlı olup kendilerine intikal eden İstanbul Büyükçekmece 6, 30, 31, 41, 42, 48, 87, 170, 173, 422, 423, 424, 425, 426, 427, 428, 829, 1571, 2542, 3421, 4542, 4557, 4558, 4565, 4566, 4697, 4763, 4787, 4788, 4793 ve 4794 sayılı parseller ile 487 ada 8 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 30.11.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile devrettiklerini, davalıların yine bu taşınmazlarla ilgili işlemleri için kendisine vekaletname verdiklerini, bu vekaletnameye istinaden Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/1051 Esas ve 2006/370 Esas sayılı dosyalarında kamulaştırmasız elatma nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Devlet Su İşleri Genel müdürlüğü, İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat davası açtığını, davalıların ferağa yanaşmadıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar için kamulaştırmasız elatma nedeniyle açılan tazminat davası sonunda hükmedilen bedellerin tazminat olarak davalılardan alınarak faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, dedelerinden intikal eden taşınmazların gölün altında kaldığını, para etmediğini, çok düşük bir fiyata satın alındığını, karşı dava açacaklarını, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece dava konusu taşınmazların tapu kaydında satış vaadi tarihi itibariyle kamulaştırma şerhi mevcut olduğu, taşınmazların fiilen yol ve göl altında kaldığı, dolayısıyla aktin ifasında sözleşme tarihi itibariyle objektif imkansızlık bulunduğu, sözleşmenin objektif imkansızlık sebebiyle geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil veya bedele hükmedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.

Somut olayda dayanılan 29.11.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi kanuna ve usulüne uygun düzenlenmiş geçerli bir sözleşmedir. Ancak satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Dava konusu taşınmazlar davalıların murisi İ… adına kayıtlı olup, davalılar elbirliği ortaklarından olduklarından davanın ifa imkansızlığı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru değildir.

Diğer taraftan davacı tapu iptali tescil mümkün olmaz ise tazminat isteminde bulunduğundan, davacının tazminata ilişkin kademeli istemi incelenerek hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Call Now Button
error: Content is protected !!
WhatsApp chat