PARADA SAHTECİLİK SUÇU
SANIĞIN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ EYLEMLERİNİN BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ AYRI SUÇLARI OLUŞTURDUĞU – SANIK HAKKINDA AÇILMIŞ MÜKERRER DAVA OLMADIĞI – DOSYANIN YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİ GEREĞİ
T.C YARGITAY
8.Ceza Dairesi
Esas: 2017 / 13
Karar: 2017 / 3909
Karar Tarihi: 10.04.2017
ÖZET: Sanığın gerçekleştirdiği eylemlerinin birbirinden bağımsız, ayrı suçları oluşturduğu, bu nedenle sanık hakkında açılmış mükerrer dava olmadığı anlaşılmakla, kararda değişiklik yapılmasını gerektiren bir husus bulunmadığından dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine karar verilmiştir.
(5271 S. K. m. 308)
Dava ve Karar: Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanık … hakkında kurulan hükme yönelik Dairemizin 12.11.2014 tarih, 2014/14655 esas, 25910 karar sayılı kararına itiraz edilmekle, yapılan incelemede;
Aynı anda üretilen, nakledilen, ülkeye sokulan paraların tümü tek bir suç oluşturmaktadır. Sayılan fiillere katılmadan, yasal olmayan yollardan elde edilen bir miktar sahte para ve paraya eşit sayılan değerlerin kullanıma sunulması ise, “tedavüle koymak” fiilini oluşturmakta ve niteliği itibariyle sürekliliği gerektirmesi nedeniyle tek bir suçu teşkil etmektedir. Ancak bu durum, yıllarca devam eden fiilin her zaman tek bir suçu oluşturacağı şeklinde de yorumlanmamalıdır. Fiili veya hukuki kesintinin varlığı halinde ayrı suçların oluştuğu kabul edilmelidir. Hukuki kesinti iddianamenin düzenlenmesi, mahkumiyet kararı, vazgeçme üzerine verilen düşme kararı, af yasası gibi durumların ortaya çıkması ile gerçekleşmektedir. Fiili kesinti ise failin eylemine ara vermesi veya tutuklanması, askere gitmesi, uzun süre hastanede yatması gibi bir nedenle eylemin sürdürülememesi hallerinde meydana gelmektedir. Bu durumlarda eylemlerin gerçekleştirildiği yer ve araya giren zaman aralığı, yeni bir suç işleme kastı, fiili kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından önem arz etmektedir.
Somut olaya bakıldığında ise; sanığın 30.11.2011 günü İstanbul ili Bağcılar ilçesinde gerçekleştirdiği eyleminden sonra 02.06.2012 tarihinde İstanbul ili Fatih ilçesinde sahte parayı tedavüle sürme suçunu işlediği, sanığın Bağcılar ilçesinde gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle sahte paralar ile yakalanıp ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığı, akabinde 02.06.2012 günü Fatih İlçesine giderek farklı seri nolu sahte paraları kullanarak, yeni bir ortamda daha rahat ve kolay hareket edeceği, aranmadığı, tanınmadığı düşüncesiyle yenilenen suç kastıyla eylemini gerçekleştirdiği, bu nedenle her iki olay arasındaki zaman ve mekan farkı da gözetildiğinde temadinin kesildiği ve fiili nedenle kesilen temadiden sonra sanığın gerçekleştirdiği eyleminin yeni bir suç işleme kararının icrası kapsamında ortaya çıktığı, bu itibarla, sanığın Bağcılar ve Fatih ilçelerinde farklı tarihlerde gerçekleştirdiği eylemlerinin birbirinden bağımsız, ayrı suçları oluşturduğu, bu nedenle sanık hakkında açılmış mükerrer dava olmadığı anlaşılmakla, kararda değişiklik yapılmasını gerektiren bir husus bulunmadığından, 6352 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 308. madde 3. fıkrası gereğince dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 10.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.