Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini İstemi

MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ İSTEMİ

DAVACININ MARKASIYLA DAVALININ BAŞVURUSU ARASINDA GÖRSEL SESÇİL VE ANLAMSAL OLARAK ORTALAMA TÜKETİCİLERİ İLTİBASA DÜŞÜRECEK DERECEDE BİR BENZERLİK BULUNMADIĞI – DAVANIN REDDİ – HÜKMÜN ONANDIĞI

T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 12552
Karar: 2017 / 994
Karar Tarihi: 21.02.2017

ÖZET: Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının “…” markasıyla davalının “…” ibare başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, bu markaların tescilli oldukları ürünlerin reçete ile satıldığı, bu nedenle bu ürünler için eğitimli, bilinçli tüketiciler nezdinde karıştırılma tehlikesinin aranması gerektiği nedenleriyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetlidir.

(556 S. KHK m. 7, 8)
Dava: Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/07/2015 tarih ve 2014/197-2015/155 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı vekili; müvekkilinin“…” markalarının sahibi olduğunu, davalı adına TPE nezdinde tescilli “…” markasının, müvekkilinin tescilli markası ile 556 sayılı KHK m.7/1(b) ve m.8/1(b) maddelerine göre aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davaya konu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin ürettiği ilaçların etken maddesinden esinlenerek oluşturulduğunu, “…” ibaresinin ilacın etken maddesi olan “naproksen sodyum”un kısaltılması olduğunu, davacıya ait markalardan esinlenerek meydana getirilmediğini, ayrıca 5. sınıftaki ürünlerin potansiyel tüketicilerinin doktor ve eczacılar olması ve bu alıcıların profesyonel bilgi düzeylerinin bulunduğu, “…” ve “…” markalarını karıştırmayacaklarının açık olduğunu gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının “…” markasıyla davalının “…” ibare başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, bu markaların tescilli oldukları ürünlerin reçete ile satıldığı, bu nedenle bu ürünler için eğitimli, bilinçli tüketiciler nezdinde karıştırılma tehlikesinin aranması gerektiği nedenleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 31,40 TL temyiz peşin harcın davacıdan alınmasına, 21.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Call Now Button
error: Content is protected !!
WhatsApp chat