Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu

KATILAN VE SANIKLARI İLE HER İKİ DAVA DOSYASINA KONU EYLEMLERİN AYNI OLDUĞUNUN ANLAŞILDIĞI – SANIK YÖNÜNDEN AÇILAN KAMU DAVALARININ REDDİNE KARAR VERİLİP VERİLMEYECEĞİNİN TARTIŞILMADIĞI – HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANDIĞI

T.C YARGITAY
12.Ceza Dairesi
Esas: 2015 / 7248
Karar: 2016 / 6819
Karar Tarihi: 20.04.2016

ÖZET: Sanık …’in, savunmasında bahse konu iddialara ilişkin daha önce yargılanarak hakkında beraat kararı verildiğini belirttiği, yapılan incelemede, sanık … hakkında, katılan … tarafından kullanılan mail adresine erişim yapılarak izinsiz olarak girildiği iddiasıyla sanık hakkında TCK’nın .. .maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, …Sulh Ceza Mahkemesinin …esas ve karar sayılı ilamıyla sanık hakkında verilen beraat kararının, Yargıtay .. Ceza Dairesinin ..tarihli ilamıyla, müştekinin temyiz isteminin reddine karar verildiği, iş bu dava dosyasının katılanı ve sanığı … ile, .. Sulh Ceza Mahkemesinin …esas ve karar sayılı dosyasının katılan ve sanıkları ile her iki dava dosyasına konu eylemlerin aynı olması dikkate alınarak, sanık …yönünden açılan kamu davalarının reddine karar verilip verilmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması, hükmün bozma sebebidir.

(5237 S. K. m. 243 )

Dava ve Karar: Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve sistemi engelleme, bozma verileri yok etme veya değiştirme, kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …müdafiinin süre tutum dilekçesi verdikten sonra, 15/08/2013 tarihli temyizden vazgeçme talebinin içerir dilekçe sunduğu anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz istemine hasredilerek yapılan incelemede,
Katılanın kendisi tarafından kullanılan iki farklı elektronik posta adreslerinin bilgisi dışında erişim sağlanarak şifrelerinin değiştirildiğini, elektronik postalarda bulunan özel konuşmaların yayınlandığını, kendine ait hesaplardan üçüncü kişilerle yazışmalar yapıldığını belirterek suç duyurusunda bulunması üzerine yapılan soruşturma sonrasında, sanık …’in yetkilisi ve temsilcisi olduğu turizm şirketine ait IP numarası ile, sanık …’ın temsilcisi olduğu bilgisayar ve yazılım şirketine ait IP numaraları ile erişim sağlandığının tespit edildiği olayda,
1-Sanık …’in, savunmasında bahse konu iddialara ilişkin daha önce yargılanarak hakkında beraat kararı verildiğini belirttiği, dosya içerisinde bulunan, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1796 esas numaralı dosyasına ait evraklar ile UYAP ortamından bu dosyada yapılan incelemede, sanık … hakkında, katılan … tarafından kullanılan mail adresine erişim yapılarak izinsiz olarak girildiği iddiasıyla sanık hakkında TCK’nın 243/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1796-2012/913 esas ve karar sayılı ilamıyla sanık hakkında verilen beraat kararının, Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 10/04/2014 tarihli ilamıyla, müştekinin temyiz isteminin reddine karar verildiği, iş bu dava dosyasının katılanı ve sanığı … ile, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1796-2012/913 esas ve karar sayılı dosyasının katılan ve sanıkları ile her iki dava dosyasına konu eylemlerin aynı olması dikkate alınarak, sanık …yönünden açılan kamu davalarının reddine karar verilip verilmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması,
2-Dosya kapsamından, katılana ait mail adreslerine, sanıklara ait şirketler tarafından kullanılan IP adreslerinin erişim sağladığının sabit olduğu, bunun yanında bilgisayar ve yazılım şirketinin sorumlusu olan sanık …’ın savunmalarında, 77.79.83.186 IP numaralı sunucularına suç tarihinde 65.200.157.177 numaralı IP ile sürekli atak yapıldığını belirttiği, diğer sanık …’in de atılı suçu işlemediğini beyan ettiği, suçların 2009 tarihinde işlenmesi nedeniyle sanıklara ait bilgisayarlarda yapılması gerekli olan ama yapılmayan incelemelerin, aradan geçen zaman itibariyle şimdi yapılması halinde bir delile ulaşılması mümkün görülmemekte ise de; dosyanın kül halinde bilişim alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek, 24/12/2009 günü saat 23.00 ile 25/12/2009 günü saat 09.00 tarihleri arasında, katılana ait mail adreslerine sanıklar dışında başka IP adreslerinin ulaşıp ulaşmadığı, sanıklara ait IP numaraları vasıtasıyla, başka IP numaraları ile uzaktan atak yapılarak katılana ait mail adreslerine erişilip erişilemeyeceği konularında, katılanın iddiası ve sanıkların savunmaları dikkate alınarak ayrıntılı bilirkişi raporu alınması, ayrıca katılanın şikayet dilekçesinde bahse konu mail adreslerindeki kayıtların internet ortamında yayınlanmış olduğunu ve başka postalara kendisi adına mail adresi göndermiş olduğu iddiası da gözetilerek, bu kayıtların hangi internet sitelerinde yayınlandığı, bu yayınlara ilişkin çıktıların bulunup bulunmadığı, kendisine ait mail adresinden üçüncü kişilere gönderildiği belirtilen mail çıktılarının bulunup bulunmadığı, üçüncü kişilerin kimlik bilgileri tespit edilerek, gerektiği takdirde tanık sıfatıyla dinlenmesi sağlandıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (5237 S. K. m. 243 )
Dava ve Karar: Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve sistemi engelleme, bozma verileri yok etme veya değiştirme, kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …müdafiinin süre tutum dilekçesi verdikten sonra, 15/08/2013 tarihli temyizden vazgeçme talebinin içerir dilekçe sunduğu anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz istemine hasredilerek yapılan incelemede,
Katılanın kendisi tarafından kullanılan iki farklı elektronik posta adreslerinin bilgisi dışında erişim sağlanarak şifrelerinin değiştirildiğini, elektronik postalarda bulunan özel konuşmaların yayınlandığını, kendine ait hesaplardan üçüncü kişilerle yazışmalar yapıldığını belirterek suç duyurusunda bulunması üzerine yapılan soruşturma sonrasında, sanık …’in yetkilisi ve temsilcisi olduğu turizm şirketine ait IP numarası ile, sanık …’ın temsilcisi olduğu bilgisayar ve yazılım şirketine ait IP numaraları ile erişim sağlandığının tespit edildiği olayda,
1-Sanık …’in, savunmasında bahse konu iddialara ilişkin daha önce yargılanarak hakkında beraat kararı verildiğini belirttiği, dosya içerisinde bulunan, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1796 esas numaralı dosyasına ait evraklar ile UYAP ortamından bu dosyada yapılan incelemede, sanık … hakkında, katılan … tarafından kullanılan mail adresine erişim yapılarak izinsiz olarak girildiği iddiasıyla sanık hakkında TCK’nın 243/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1796-2012/913 esas ve karar sayılı ilamıyla sanık hakkında verilen beraat kararının, Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 10/04/2014 tarihli ilamıyla, müştekinin temyiz isteminin reddine karar verildiği, iş bu dava dosyasının katılanı ve sanığı … ile, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1796-2012/913 esas ve karar sayılı dosyasının katılan ve sanıkları ile her iki dava dosyasına konu eylemlerin aynı olması dikkate alınarak, sanık …yönünden açılan kamu davalarının reddine karar verilip verilmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması,
2-Dosya kapsamından, katılana ait mail adreslerine, sanıklara ait şirketler tarafından kullanılan IP adreslerinin erişim sağladığının sabit olduğu, bunun yanında bilgisayar ve yazılım şirketinin sorumlusu olan sanık …’ın savunmalarında, 77.79.83.186 IP numaralı sunucularına suç tarihinde 65.200.157.177 numaralı IP ile sürekli atak yapıldığını belirttiği, diğer sanık …’in de atılı suçu işlemediğini beyan ettiği, suçların 2009 tarihinde işlenmesi nedeniyle sanıklara ait bilgisayarlarda yapılması gerekli olan ama yapılmayan incelemelerin, aradan geçen zaman itibariyle şimdi yapılması halinde bir delile ulaşılması mümkün görülmemekte ise de; dosyanın kül halinde bilişim alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek, 24/12/2009 günü saat 23.00 ile 25/12/2009 günü saat 09.00 tarihleri arasında, katılana ait mail adreslerine sanıklar dışında başka IP adreslerinin ulaşıp ulaşmadığı, sanıklara ait IP numaraları vasıtasıyla, başka IP numaraları ile uzaktan atak yapılarak katılana ait mail adreslerine erişilip erişilemeyeceği konularında, katılanın iddiası ve sanıkların savunmaları dikkate alınarak ayrıntılı bilirkişi raporu alınması, ayrıca katılanın şikayet dilekçesinde bahse konu mail adreslerindeki kayıtların internet ortamında yayınlanmış olduğunu ve başka postalara kendisi adına mail adresi göndermiş olduğu iddiası da gözetilerek, bu kayıtların hangi internet sitelerinde yayınlandığı, bu yayınlara ilişkin çıktıların bulunup bulunmadığı, kendisine ait mail adresinden üçüncü kişilere gönderildiği belirtilen mail çıktılarının bulunup bulunmadığı, üçüncü kişilerin kimlik bilgileri tespit edilerek, gerektiği takdirde tanık sıfatıyla dinlenmesi sağlandıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. 

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Call Now Button
error: Content is protected !!
WhatsApp chat