İşsizlik Ödeneğinin Faiziyle Tahsili İstemi
İŞYERİ SAHİPLERİ ARAŞTIRILIP TESPİT EDİLEREK ÇALIŞMANIN NİTELİĞİ İLE GERÇEK BİR ÇALIŞMA OLUP OLMADIĞI YÖNÜNDE YÖNTEMİNCE BEYANLARI ALINARAK KARAR VERİLMESİ GEREĞİ – EKSİK İNCELEME – HÜKMÜN BOZULDUĞU
T.C YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2016 / 5723
Karar: 2016 / 6459
Karar Tarihi: 12.04.2016
ÖZET: Yapılacak iş, sicil numaralı davalı işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin tüm bordrolarını getirtmek, dönem bordrolarından dava konusu dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, giderek davalı işveren isticvap edilerek davacının çalışıp çalışmadığını açıklattırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
(506 S. K. m. 79) (5510 S. K. m. 86)
Dava ve Karar: Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/03/2009-16/03/2009 tarihleri arasında çalışmadığının tespitine, Kurumca yersiz ödendiği gerekçesiyle tahsil edilen işsizlik ödeneğinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.03.2009 – 16.03.2009 tarihleri arasında çalışmadığının tespitine ve İş-Kur tarafından yersiz ödendiği gerekçesi ile kendisinden tahsil edilen 2.068,00 TL işsizlik ödeneğinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda; Mahkemece tarihinde . sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından süresinde temyiz edildiği, Dairemizin tarih, K. sayılı kararı ile; “davacının 15.03.2009 – 16.03.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde gerçekte çalışıp çalışmadığı usulüne uygun şekilde araştırılmadan sonuca gidildiği belirtilerek, yapılacak işin; alacak davası ile hizmet tespitine ilişkin davayı ayırarak yargılamayı birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırılması, hizmet tespiti yönünden davalı işyeri ile ilgili araştırmalar yapılarak dönem bordrolarının getirtilmesi ve resen tanık saptanarak beyanlarının alınması, giderek davalı işveren isticvap edilerek davacının çalışıp çalışmadığını açıklattırılması gerektiği belirtilerek hükmün bozulduğu, bozmadan sonra alacak davası ile hizmet tespiti davasının tefrik edildiği, ancak sicil numaralı davalı işyerinin yerine davalı ile aralarında isim benzerliği olan sicil numaralı işyerinin dönem bordrolarının getirtildiği, bu nedenle resen tanık tespit edilemediği, onun yerine davalı işyerinde çalıştığını belirterek davacının davalı işyerinde çalışmadığını belirten davacı tanığının ifadesinin alındığı, işverenin isticvap edilmediği, buna rağmen davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece, Dairemizin K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında, açıkça davalı işyeri ile ilgili araştırmalar yapılması, tespit edilen duruma göre bordro ve/veya komşu işyeri tanığı tespit edilmesi ve beyanının alınması, işverenin isticvap edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, Mahkemece bu yönden araştırmalar yapılmadan karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden ve özellikle; davalı işyeri ile ilgili araştırmalar yapılmadan ve davacı adına işyeri ve vergi kaydı bulunup bulunmadığı araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, sicil numaralı davalı işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin tüm bordrolarını getirtmek, dönem bordrolarından dava konusu dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, giderek davalı işveren isticvap edilerek davacının çalışıp çalışmadığını açıklattırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.