İFLAS DAVASI
5411 SAYILI YASA GEREĞİNCE DURDURMA İSTEMİNİN YASAL KOŞULLARININ OLUŞTUĞU – DAVANIN DURDURULMASINA VE DAVALILAR HAKKINDA İHTİYATİ TEDBİR KARARLARININ DEVAMINA KARAR VERİLDİĞİ – HÜKMÜN ONANDIĞI
T.C YARGITAY
23.Hukuk Dairesi
Esas: 2016 / 2334
Karar: 2017 / 978
Karar Tarihi: 30.03.2017
ÖZET: 5411 sayılı Yasa gereğince durdurma isteminin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın durdurulmasına ve davalılar hakkında ihtiyati tedbir kararlarının devamına karar verilmiştir. Kararı, davalılar … ve … vekilleri temyiz etmiş olup usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
(5411 S. K. m. 132)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın durdurulmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar … ve … vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Asıl ve birleşen davalarda davacı TMSF vekili, 22.12.1999 tarih ve 23914 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan, 21.12.1999 tarih ve 99/13765 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, … Bankası A.Ş.nin, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimlerinin Fona devredildiğini, adı geçen bankanın yöneticisi ve deneticisi olan davalıların, kanuna aykırı karar ve işlemleri ile bankanın zarara uğratıldığını ileri sürerek, ortaya çıkan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, aksi takdirde davalıların şahsi iflaslarını talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilleri, yapılan işlemlerin bankalar kanunu ve uygulamalarına aykırı olmadığını, bu işlemler nedeniyle bir zarar oluşmadığını, kredilerin pek çoğunun kapatıldığını savunarak, davaların reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, 5411 sayılı Bankalar Kanun’nun 132/10. maddesinde Fon, takip ettiği alacaklar ile ilgili olarak iskonto da dâhil olmak üzere, her türlü tasarrufta bulunmaya, sulh olmaya, satmaya, geri almaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her türlü hak ve alacakları belirleyeceği koşullar ile devralmaya ve alacağın yeniden itfa plânına bağlanması da dâhil olmak üzere borçlularla anlaşma yapmaya ve borçlularla yaptığı anlaşmalar kapsamında Fon Kurulunca belirlenecek usûl ve esaslar dâhilinde muhafaza tedbiri uygulayıp uygulamamaya, dava açıp açmamaya veya açılmış bulunan hukuk davalarının yapılan anlaşma süresince durdurulmasını mahkemeden istemeye yetkilidir.” hükmüne yer verildiği, davacı Fonun, … Bank A.Ş.’nin hakim hissedarı … Grubu ve bağlantılı gerçek ve tüzel kişiler ile alacakların tahsili ve tasfiyesi hususunda 23.03.2010 tarihinde bir protokol imzaladığı, anılan yasal düzenleme ve protokol hükümlerine dayalı olarak ihtiyati tedbir kararları devam etmek kaydıyla, davanın durdurulmasını talep ettiği, 5411 sayılı Yasa gereğince durdurma isteminin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın durdurulmasına ve davalılar hakkında ihtiyati tedbir kararlarının devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar … ve … vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar … ve … vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir.Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararlar, hükümdür.(HMK.m.294/1) Bu madde, bir kararın ara karar mı, nihai karar mı olduğunun tespitinde, verilen kararın davayı sona erdirip erdirmemesine göre belirleneceğini ortaya koymaktadır. Eğer mahkemenin kararı ihtilafı nihai olarak sona erdirmiyorsa; bu karar, ara kararı niteliğindedir ve bu karara rağmen dava derdest olmaya devam eder.
Somut olayda, davalıların … Bankasını zarara uğrattıkları belirtilerek, zararın tazmini bunun mümkün olmaması halinde, iflaslarına karar verilmesi talep edilmiştir. Yargılama sırasında, davacı taraf, 5411 sayılı Kanunun 132/10 maddesine istinaden, taraflar arasında protokol yapıldığını belirtilerek, protokol süresince davanın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme
protokol yürürlükte kaldığı sürece davalılar hakkındaki davanın durdurulmasına esasın bu şekilde kapatılmasına, bu dosyadan verilen tedbir kararlarının devamına karar vermiştir.
Öncelikle, anılan kararın HMK nın 294/1. fıkrası anlamında nihai bir karar olmadığı ara kararı niteliğinde olduğunda kuşku yoktur. Zira bu kararla, davanın konusu olan zararın tazminine veya davalıların iflasına karar verilmesine dair taleple ilgili bir hüküm içermediği ortadadır. Dolayısıyla anılan kararla, dava protokol süresince olduğu yerde sadece durdurulmalıdır. Kararın tedbirlerin devamına dair kısmı, verilen kararın ara kararı mahiyetinde olduğu kanaatimizi teyid etmektedir.
Hal böyle olunca mahkeme kararının
esasın bu şekilde kapatılmasına dair kısmı ara kararının mahiyetine uygun düşmemiştir. Taraflar arasındaki protokolün ihlali halinde, davaya kaldığı yerden devam edilmesi gerekirken; mahkemenin
esasın kapatılmasına dair kararı ile, dava hakkında nihai bir karar verilmeden davanın sonlandırılması ve kararın anılan kısmının HMK nın 26, 27, 30 ve 33. maddelerine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle resen dikkate alınması gerekir. Öte yandan davanın esası kapatıldığı için davalı tarafın tedbirlerin kaldırılmasına dair taleplerinin usul ekonomisine uygun bir şekilde değerlendirilip karara bağlanması imkanları da ellerinden alınmıştır.
Bu nedenlerle, yerel mahkeme kararındaki
esasın bu şekilde kapatılmasına dair kısmının isabetsiz olduğu vurgulanarak
davanın durdurulmasına ilişkin kısmın ise ara kararı mahiyetinde olduğu ve temyizi kabil olmadığı gerekçesi ile TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE karar verilmesi gerekirken Sayın çoğunluğun, doğrudan hükmün onanmasına dair kararına karşıyım.