Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Nasıl Yapılır?

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi iki ayrı ve farklı müesse­sedir. Uygulamada tanıma ve tenfiz çoğunlukla birlikte kullanılmakta ve aradaki ayrım göz ardı edilmektedir.

MÖHUK’nu iki bölümde incelemek gerekir. Birincisi, Türk Mahkemeleri önün­de yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuka ilişkin bölüm ikincisi ise, yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tanın­ması ve tenfizi ile ilgili bölümdür.

Türk mahkemeleri önünde görülen ve yabancılık unsuru taşıyan davalarda hangi hukukun uygulanacağı önem arz etmektedir. 5718 Sayılı MÖHÖK 4. madde­sine göre ” birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olanlar hakkında bunlar aynı zamanda Türk vatandaşı iseler Türk hukuku uygulanacaktır. Vatansızlar ve mülte­ciler hakkında yerleşim yerleri, yerleşim yerleri yoksa mutat mesken hukuku, mutat meskenleri de yoksa dava tarihinde bulunduğu ülke hukuku uygulanacak, birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olan ve Türk vatandaşı olmayanlar hakkında daha sıkı ilişkide bulundukları hukuk uygulanacaktır.

5718 Sayılı MÖHÖK 41. maddesi Türklerin kişi hallerine ilişkin davalarda yetki­li mahkemeyi belirlemektedir. Sırasıyla yer itibarıyla yetkili mahkeme bulunama­ması halinde sakin olunan yer mahkemesi o da bulunamadığı taktirde Ankara, İstanbul ve İzmir mahkemelerinden biri yetkilidir.

5718 Sayılı MÖHUK’nun 8. maddesi “zamanaşımı hukuki işlem ve ilişkinin esa­sına uygulanan hukuka tabidir” hükmünü öngörmüştür.

Yabancı mahkeme ilamlarının tenfizi için aranan şartlarla tanınması için aranan şartlarda farklıdır. 5718 Sayılı MÖHUK.’nun 58. maddesi, “yabancı mahkeme ila­mının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamının lenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece teshirine bağlıdır” dedikten sonra “tanıma­da 54 maddenin (a) bendi uygulanmaz” hükmünü öngörmektedir.

5718 Sayılı MÖHUK.’nun 54. maddesi tenfiz için öngörülen şartlan dört bentte düzenlemiştir. MÖHUK.’nun 54/a maddesinde öngörülen mütekabiliyet şartı tanı­ma için gerekli değildir. Boşanma hükümleri hükmün mahi­yeti itibari ile inşai hükümlerdir. Tenfize değil tanımaya konu olurlar. Boşanma hükmü içeren yabancı mahkeme ilamının tanınmasında hüküm hangi devlet mah­kemesi tarafından verilirse verilsin mütekabiliyet şartı aranmayacaktır.

5718 Sayılı MÖHUK’nun 54 maddesinin (ç) bendi, “o yer kanunları uyarınca kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabta hüküm verilmiş ve bu kişinin yukardaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk Mahkemelerinde itiraz etmemiş olması” şar­tını öngörmektedir. 5718 Sayılı MÖHUK.’nun 7. maddesine göre, “hukuki işlemler yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun öngördüğü şekle uygun olarak yapılır”. MÖHUK.’nun kişi hallerine ilişkin davalarda uygulanacak hukuku belirlemiştir. 5718 Sayılı MÖHUK.’nun 14. maddesine göre, boşanma ve ayrılık ve nafaka sebepleri ve hükümleri eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde müşterek mutat mesken hukuku o da bulunamadığı takdirde Türk hukuku uygulanacaktır.

Tenfize konu hükmü veren mahkemenin savunma hakkını kısıtladığı hususu resen incelenemez. Davalının MÖHUK’nun 54/ç bendinde öngörüldüğü şekilde itiraz etmesi gerekir. Türk mahkemelerinde görülmekte olan tenfiz davalarında davalı hükmü veren mahkeme tarafından savunma hakkının kısıtlandığını Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 189. maddesinde öngörülen süre içinde Türk mahkemesi önünde iddia ederse Türk mahkemesi iddiayı kararı veren yabancı mahkemenin milli usul hukuku ve kanunlarına göre inceleyecektir.

Türk hukuku taraf teşkili ve savunma hakkını kamu düzeni noktasında gör­mektedir. Tanımaya konu yabancı mahkeme hükmünü veren mahkeme davalının savunma hakkını kısıtlamışsa Türk mahkemesi bu hususu resen araştıracaktır.

Uygulamada çoğunlukla tanıma yerine tenfiz istenmektedir. Olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirmek hakime aittir. Yabancı mahkeme boşanma ilamının tenfizi istense bile bunu tanıma olarak nitelendirilmek gerekir. Yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma hükmü (inşai hükmü) yanında nafaka ve velayet gibi (eda) hükümleride varsa talebin boşanma yönünden tanıma, nafaka ve velayet yö­nünden tenfiz isteği olarak nitelendirilmesi gerekir.

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Nasıl Olur?

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi yapılırken, Tenfiz ve Tanıma davasının dinlenebilmesi için yabancı bir mahkeme hükmü olmalıdır.

Hüküm davayı esastan halleden, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren bir mahkeme kararıdır. Mahkemenin verdiği her karar hüküm değildir. Bazı ka­rarlar hüküm niteliği taşımadığı halde mahkeme kararıdır. Ara kararları ve tedbir kararları böyledir. Hükmün nihai olma özelliği yanında kesin olma özelliği de vardır. Kesin hüküm hem şekli manada kesin hükmü hem de maddi manada kesin hükmü ifade eder. Yani hem tüm itiraz ve kanun yolları kapanmıştır, hem de talebin konusunun mevcut olduğu ya da olmadığı halledilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK.’nun 50 maddesi, “yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilam”dan bahsetmektedir. Yine aynı kanunun 53/b maddesi ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülkenin makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin dilekçe­ye eklenmesini öngörmektedir.

Tanıma ve tenfize konu yancı ilamın hükmün Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması gerekir.

Yabancı mahkeme ilamlarının tenfizini engelleyecek anlamda münhasır yetki kavramı, iç hukukta kullanılan münhasır (kesin) yetki kavramından farklıdır. Bir yetki kaidesinin yabancı ilamın tenfizini önleyebilmesi için bu yetki kaidesinin ihti­laf konusunun sadece Türk mahkemelerinde görülmesini sağlamak gayesiyle ko­nulmuş olması ve bunu da temin etmiş bulunması gereklidir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 13. maddesine göre Türkiye’de bulunan gayrimenkullerin aynına ilişkin davalarda Türk mahkemelerinin yetkisi münhasır yetkidir. Türkiye’de bulunan gayrimenkullerin aynına ilişkin yabancı mahkeme ilamlarının tanınması ve tenfizi mümkün değildir.

Tanıma ve tenfize konu yancı ilamın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olma­ması gerekir

Kamu düzeni genel ve soyuttur. Kamu düzeninin nerede başladığı nerede bitti­ği hakkında kesin ve herkes tarafından kabul edilebilir esaslar yoktur. Yabancı mahkeme ilamlarının tanınması ve tenhzinde kamu düzeninin olumsuz etkisi dar tutulmalıdır. 5718 sayılı MÖHUK.’nun 54/c maddesi “açıkça aykırılık” koşulunu öngörmektedir. Hakim, her olayda Türk kamu düzenine açıkça aykırılık olup olmadı­ğını takdir edecektir. Türk adap ve ahlakına aykırılık temel hak ve özgürlüklere aykırılık halleri her olayda ayrı ayrı taktir edilmesi gereken hususlardır.

Türklerin Kişi Hallerine İlişkin Davalarda Türk Kanunlar İhtilafı Kuralları Gereğince Yetkili Hukukun Uygulanmamış Olması ve Davanın Tenfize ve Tanımaya Bu Yönden İtiraz Etmemiş Olması

Eşler ayrı tabiiyette iseler yetkili hukuk yerleşim yeri (ikametgah) hukukudur. Eşle­rin ikametgahı yoksa mutaden bulundukları yer hukuku yetkili hukuktur. Çifte tabiyet halinde yetkili hukuk Türk hukukudur. Yabancı mahkeme Türkler’in kişi hallerine ilişkin davada Türk Kanunlar ihtilafı gereğince yetkili kanunu uygulan­mamışa Y.2.H.D. 18.09.2008 T 2007/556 E,2008/91 K sayılı ilamında konuya açıklık getirmiştir. Söz konusu kararda “Davacı, Hollanda mahkemesince verilen boşanma kararının tenfizine ve tanınmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece; “yabancı ilamda Türk hukukunun uygulanmadığı” gerekçe gösterilerek istek reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.

Hükümden sonra 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tari­hinde yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hak­kında Kanunun 54.’ncü maddesinde tenfiz kararı verilebilmesinin şartları yeniden düzenlenmiş; bu kanunun 64,’ncü maddesiyle yürürlükten kaldırılan 2675 sayılı Yasanın 38.’nci maddesinin (e) bendindeki” yetkili kılınan hukukun uygulanmamış’ ve Türk vatandaşı olan davalının tenfize bu yönde itiraz etmemiş olması koşulu yeni yasada yer almamıştır.

O halde hükümden sonra yürürlüğe giren 5718 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınarak delillerin bu çerçevede değerlendirilip, ulaşılacak sonuç uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

O halde hükümden sonra yürürlüğe giren 5718 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınarak delillerin bu çerçevede değerlendirilip, ulaşılacak sonuç uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” demek suretiyle konuya açıklık getirmiştir.

Tenfiz ve Tanımada Dava Dilekçesine Eklenmesi Gereken Belgeler

Tanıma, 5718 Sayılı MÖHUK.’nun 54/a benti dışında tenfiz şartlarına tabidir. Tanıma da tıpkı tenfiz isteğinde olduğu gibi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın adı, soyadı, varsa kanuni temsilci ve vekilinin adı, soyadı ve adresi, hükmün hangi devlet mahkemesinden verildiği, hükmün tarih ve numarası ile özeti yapılır. Dilek­çeye MÖHUK.’nun 53. maddesinde öngörülen yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca onanmış aslının veya onanmış örneğininin tercümesinin ve ilamın kesinleştiğini gösteren o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı ve belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekir.

Şu duruma göre yabancı mahkeme ilamlarının tenfizi ve tanınması davası açı­lırken dava dilekçesine yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı ve onanmış tercümesinin ve ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gereke­cektir. Bu belgeler eklenmemiş ise davacıya adı geçen belgeleri tamamlanması için uygun bir süre verilmesi gerekecektir. Bunun dışında belge ya da yabancı mahkeme dosyasının istenmesine gerek yoktur.

Boşanma ve ayrılık ile boşanmanın eki olan yabancı mahkeme ilamlarının tenfiz ve tanıması davalarında görevli ve yetkili mahkeme Tenfiz ve tanıma davaları hak­kında görevli mahkeme Aile Mahkemesi, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Yetkili mahkeme kendisine karşı tanıma ve tenfiz davası açılan davalının Tür­kiye’deki yerleşim yeri yoksa sakin olduğu yer o da yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinin birinde açılır.

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Call Now Button
error: Content is protected !!
WhatsApp chat