Paydaşlıktan Çıkarılma Davasının Konusu ve Niteliği

Paydaşlıktan Çıkarılma Davasının Konusu

Medeni Kanunun 626/a. maddesindeki ifadeye ve maddenin yazılış biçimine göre paydaşlıktan çıkarılma davasının konusunu taşınmaz mallar teşkil eder. Ancak taşınır mallar hakkında da paydaşlıktan çıkarılma davasının ikame edilebileceği kabul eden görüşlere vardır. Kanun, aleyhine dava açılan paydaşın payının ayrılması mümkün ise bu ayrım yapılarak ayrılan parçanın onun adına tahsis edilmesinden ve davanın kabulü halinde ise payın talep eden adına tescilden söz eder olması davanın konusunun taşınmaz mal olması görüşünü teyid etmektedir. Bugüne kadar süre gelen uygulamada men­kul mal hakkında açılan paydaşlıktan çıkarılma davasına rastlamış değiliz. Bu­nunla beraber menkul maldaki müşterek pay dava konusu edildiği takdirde ka­nunun bu hükmünden yararlanılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi mümkün olmalıdır. Örneğin birden fazla kimse adına müşterek mülkiyet hükümlerine göre trafikte kayıtlı olan bir traktördeki ortaklık paydaşlardan birinin tutum ve davranışı ile müşterek mülkiyet ilişkisi çekilmez hale gelmiş ise diğer paydaşlar bu konuda paydaşlıktan çıkarma davası açabilmelidirler. Kanaatimize göre böyle bir uygulama kanunun amacına ve düzenleme biçimine aykırı düşmez.

Paydaşlıktan Çıkarılma Davasının Niteliği

a) Ortaklığın Giderilmesi ve Paydaşlıktan Çıkarılma Davaları

Bu davaların doğuracağı sonuç, uyuşmazlığın çözümlenmesi için izlenen yol ve yapılacak inceleme bakımından ortaklığın giderilmesi davası ile ben­zerlik göstermektedir. Gerçekten ortaklığın giderilmesi davalarında olduğu gibi paydaşlıktan çıkarılma davasında da öncelikle davalıya ait payın aynen ayrılmasının mümkün olup olmadığı araştırılması gerekir. Yapılan keşif so­nunda payın ayrılması mümkün olduğu anlaşıldığı takdir bilirkişiye ifraz krokisi tanzim ettirelerek buna göre ifrazın mümkün olup olmadığı onay makamından sorulur. Taşınmaz mal belediye ve mücavir alan hudutları içinde ise belediyelerden, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise İl İdare Ku­rallarından mütalâ alınır. Alınacak olan mütalaa olumlu ve dava şartları da gerçekleşmiş ise o takdirde davalının payı ifraz edilerek ona tahsisine karar ve­rilir. İzlenen bu yol taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi davasındaki yolun aynisidir. Orada da aynen taksimin mümkün olup olmaması Belediye ve İl İdare kurullarının onayına bağlı bulunmaktadır. Davaya konu edilen taşınmaz malın ifrazı araştırılırken aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesinde ara­nan şartlar aranmalı ve müşterek mülkün kıymetinde önemli bir noksanlığın meydana gelmemesine dikkat edilmelidir.

Davalının payının ifraz edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılması halinde o pay isteyen paydaş adına bedeli karşılığı tescil edilir. Böyle bir istek yoksa o zaman davalıya ait pay açık artırma yolu ile satılır. Ortaklığın giderilmesi davalarında olduğu gibi paydaşlıktan çıkarılma davasında da paya ait satış kararı cebri icra yoluyla payaraya çevirmeye dair hükümler uyarınca yapılır.

Ortaklığın giderilmesi davalarının asıl amacı taksim hususunda anlaşamayan paydaşlar arasındaki ortaklıktan doğan ilişkiye son vermektir. Bu dava sonunda verilen karar ortaklığın ilişkisini çözen ve bir anlamda toplu mülkiyetten ferdi mülkiyete geçişini sağlar. Paydaşlıktan çıkarılmada, aleyhine dava ikame edilen paydaşın diğer ortaklarla olan ilişkisinin sona erdirilmesi amaçlanmıştır. Bunların yanında ortaklığın giderilmesi davaları ile bu davalar arasında önemli farklar olduğu da bir gerçektir.

Hcrşeyden önce hukuki bir tasarruf ya da müşterek mülk devamlı bir mak­sada tahsis suretiyle ortaklığın devamı kararlaştırılmadıkça her paydaş dilediği zaman taksim davası açabilir. Tek paydaşın dava açması mümkündür. Halbuki paydaşlıktan çıkarılma davası hem pay ve hem de paydaş çoğunluğu tarafından açılması icabeder. Kanunun açık hükmü bunu gerektirir. Ayrıca paydaşlıktan çıkarılmanın istenebilmesi bir paydaşın kendi tutum ve davranışları ile müşterek mülkiyet ilişkisini çekilmez hale getirmiş olması icabeder. Ortaklığın giderilmesi davalarında böyle bir şart söz konusu değildir. İki davanın benzer ve farklı tarafları vardır. Ancak paydaşlıktan çıkarılma davasının bir taksim davası olduğunu söylemek kanaatimizce mümkün değildir.

Kat mülkiyeti Kanunu ve Paydaşlıktan Çıkarılma İsteği

Kat Mülkiyetinin devri başlığım taşıyan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Ka­nunun 25. maddesi ile Medeni Kanunun 626/a. maddesi arasında bir benzerlik olduğu da bir gerçektir. 2467 sayılı kanun hükümlerine göre Adalet Ba­kanlığınca kurulan komisyon tarafından 1984 yılında hazırlanan Türk Medeni Kanunu Öntasarısı ve Gerekçesinde de bu konuya değinmektedir. Buna göre bir paydaşın davranışları ve davranışları ile sorumlu olduğu kimselerin tutumu diğer paydaşlar için paylı mülkiyet ilişkisi çekilmez hale getirirse o paydaşın paydaşlıktan çıkarılması için bir hükme ihtiyaç vardır denilmekte ve Kat Mülkiyeti Kanunu bu ihtiyacı kat maliki için karşılaşmıştır denilmektedir.

Kat Maliklerinden biri bu kanuna göre kendisine düşen borçları ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle diğer kat maliklerinin haklarım onlar için çekilmez hale gelecek derecede ihlâl ederse, onlar o kat malikinin bağımsız bölümü üzerindeki mülkiyet hakkının kendilerine devir edilmesini istiyebiiirler. Dikkat edildiğinde Medeni Kanunun 626/a. maddesindeki ifadeler ile Kat Mülkiyeti Kanunun 25. maddesindeki ifadeler arasında tam bir ben­zerlik vardır. Kanun koyucu Kat Mülkiyetinde var olan kuralının bir benzerini Medeni Kanunun 626. maddesine ilave etmesini bir ihtiyaç olarak görmüş olması kanaatimize isabetli olmuştur. Bir paydaş kendi tutum ve davranışları ile müşterek mülkiyet ilişkisini diğer paydaşlar için çekilmez hale getirmiş ise artık o ortaklığın devamında taraflar açısından bir fayda yoktur. Buna rağmen bu paydaşları bir arada bulunmaya zorlamakta doğru değildir. Ortaklık ilişkisi aralarında uyum bulunan paydaşlar arasında devam eder.

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Call Now Button
error: Content is protected !!
WhatsApp chat