Ortaklığın Giderilmesinde Aynen Taksimin Araştırılması
Tapu Kayıtlarının Durumu
Ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen taşınmaz malların son tapu kayıtlarının ve varsa çap örneklerinin ilgili tapu sicil müdürlüğünden getirtilerek gerekli kontrol yapılmalıdır. Tapu kayıtlarında noksanlık, yanlışlık veya hataların bulunması mümkündür. Bu noksanlık, yanlışlık ve hataların neden ileri geldiği araştırılmalı, gerektiğinde bunların izalesi için taraflara süre verilmelidir. Ondan sonra aslına uygun tapu kaydı tapu idaresinde celp edilip taraf teşkilinin varlığı da kontrol edildikten sonra işin esası üzerinde durulmalıdır.
Tapu kayıtları bir çapa dayalı olabileceği gibi hakkında çap tanzim edilmemiş bir kayda dahi dayalı olabilir. Kadastro çalışması tamamlanmış mallardaki tapu kayıt örneklerinin bir çapı mevcut olmasına karşın kadastro çalışması başlamamış ve sonuçlanmamış yerlerdeki eski kayıtlarda çap örneğinin varlığından söz edilemez. Tapu kayıt örneklerinin bir çapa dayalı olup olmaması tapudaki miktar ile arzdaki fiili miktar açısından önem taşır. Çaplı olanlarda arzdaki miktar ile tapudaki miktar aynı olmasına marşın, çapı olmayanlarda çok zaman ikisi arasında fark olduğu görülmektedir. Keşif yapılarak tapu kaydı ile çap örneği uygulanmadan karar ilemez.
Kayıtların Uygulanması ve Taksimin Araştırılması
Tapu kayıtlarında noksanlık, yanlışlık veya hata bulunmadığı görüldüğü, varsa giderildiği taktirde her bir taşınmaza ait kaydın mahalline uygulanması suretiyle taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taksim isteği evvela hukuki yönden, daha sonra maddi açıdan -leğerlendirilerek bir sonuca varılır. Taksimde parçalanmayla arazinin kıymetinin düşmemesinin ve ayrılan parçalarının iktisadi kıymetlerinin r.aiz olması gerektiği nazara alınmalıdır.
Hukuki Yönden
Davaya konu olan taşınmaz mal ister belediye ve mücavir alan sınırlan içinde olun, ister dışında bulunsun aynen taksim kararı verilebilmesi için o aşınmazların hukuki açıdan ifrazının kabil olmasına bağlıdır. Medeni Kanun ile imar mevzuatındaki taksime ilişkin düzenlemeye uygun iüşmeyen bir ifraza karar verilemez. Esasen böyle ifraz şekli, onay nakamınca da kabul edilemez. Arazinin büyüklüğü, her bir paydaşa isabet eden kısmın yola cephesi ve sair özellikleri kanunun ve yönetmeliklerin aradığı şartları taşımadıkça taksim kararı verilmesi mümkün değildir.
Örneğin Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında planı bulunmayan alanlarda uygulanacak imar yönetmeliğinin 43. maddesine göre köy ve mezraların yerleşik alanları içinde yapılacak ifraz işlemlerinde parsel genişlikleri 10 metreden, derinlikleri ise 20 metreden az olamaz. 44. maddeye göre ise ittaz suretiyle yeniden ihdas edilecek parsellerin kamuya ait “ir yola cephesi bulunması şart olup, çıkmaz sokaklarda cephesi olan parseller ifraz edilemez. İfraz suretiyle çıkmaz sokak ihdas olunamaz. Aynı yönetmeliğin 62. maddesi de imar planı ve yerleşik alan sınırları dışında kalan alanlarda yapılacak ifrazlardan sonra elde edilecek her parselin 5000 ~î2’den az olmamasını öngörür. Bu parsellerin tapu kadastro ve tapulama haritasında bulunan veya varolan bir yola yapılan ifrazdan sonra en az 25 metre cephesi bulunması zorunludur. Sözü edilen nitelikleri taşımayan bir “aşınmaz malın ifrazına karar verilmesi hukuki açıdan mümkün olamaz.
Taksim kararı verilse dahi o kararın kanuna aykırı olması sebebiyle infazı remin edilemez. Davada taraf olanların aksine beyan ve rızalarına itibar olunarak verilecek karar bozma nedeni olur.
Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan ve düzenlenmiş uygulama imar planı alanları içindeki binalı veya binasız arazi ve arsa düzenlemelerinin nasıl yapılacağı da 1985 yılında imar kanununun 18. maddesi uyarınca kabul edilmiş yönetmelik hükümlerine göre belirlenir. İmar uygulaması sonunda oluşan yani şüyuulandırılan parsellerin aynen taksiminin mümkün bulunmadığı tartışılmaz. Bütün bu hukuki esaslar nazara alınarak buna uygun bir inceleme yapılmadan taksim ya da satış sureliyle ortaklığın giderilmesine ilişkin kararların infazı mümkün bulunmadığının kabulü gerekir.
Arazinin Özellikleri
Bir taşınmaz malın taksimi araştırılırken yukarıda sözü edilen hukuki esaslar dışında diğer özellikleri üzerinde de durulmalıdır. Taksim sonunda bölünen parçaların değer toplamının taşınmaz malın bölünmeden önceki bütünlüğünün kıymetine nazaran çok daha düşük bir değer göstermemesi gerekir. Medeni Kanunun 628/2. maddesi “müşterek mülkün kıymetine ehemmiyetli bir noksan arz olmaksızın taksime karar verilebileceğinden söz eder. Arazinin verim kuvveti üzerindeki muhdazat yol, su, yolu durumu dikkate alınarak paydaş adedine ve pay miktarına göre taksimin mümkün olup olmadığı araştırılmalı ve gerekirse ivaz edilmelidir.
İmar mevzuatı açısından ve arazinin nitelikleri bakımından taşınmaz malın aynen taksimi kabil olduğu yapılan inceleme ve tapu uygulaması sonunda anlaşılması halinde bilirkişi tarafından ifraz krokisi tanzim olunur. İfraz krokisi ilgili onay makamına yollanarak oranın da mütalaası alındıktan sonra karar verilir. Taksim krokisi onay makamınca tasdik edildiği taktirde ona göre aynen taksime karar verilmesi icab eder.
Taşınmaz Malların Ayrı Ayrı Değerlendirilmesi
Birden fazla taşınmaz mal dava konusu olan hallerde aynen taksimin araştırılması sırasında her bir taşınmazın taksiminin mümkün olup olmadığının tespiti gerekir. Onun içindir ki keşif sırasında mutlaka her taşınmazın tapu kaydı uygulanmalı, taksim imkanı olup olmadığı araştırılmalıdır. Taksimin araştırılmasında dava konusu parselin halihazır durumu nazara alınarak yapılır. Tenekeye dahil belirli bir malın, belirli bir taşınmazın dahi taksimi istenebilir. Böyle bir istek halinde yukarıdaki esaslar dikkate alınarak araştırma yapılır.
Tarafların rızaları olmadan dava konusu edilen birden fazla parselin birleştirilip tek bir parsel haline geldikten sonra bu parselin paylaştırılmasına karar verilemez. Ayrıca bir taşınmazın kısmen satılması ve kısmen de ifraz suretiyle taksiminin yapılması mümkün değildir .
Bir Kısım Paydaşların Payının Muşa Bırakılması
Kural olarak bir taşınmazın taksiminin yapılmasında yukarıda sözü edilen hukuki ve sair esaslar dikkate alınarak her bir parselin pay ve paydaş sayısına göre taksiminin mümkün olup olmadığı araştırılması gerekir. Taksim kararı ortaklık ilişkisi içinde bulunan tüm paydaşlar için ortaklık ilişkisine son vermelidir. Tarafların irade birliği sağlanmadıkça bir kısım paydaşların payı müşterek bırakılarak taksim kararı verilemez. Ancak paydaşların bir kısmının rızaları olması hâlinde şüyuulu bırakılarak taşınmaz malın taksimine karar verilmesi mümkündür. Bir kısım payların şüyuulu bırakılarak ortaklığın giderilmesi durumunda ortaklık ilişkisinin tam olarak çözüldüğü ve ferdi mülkiyete geçtiği söylenemez.
Taksim Krokisinin Tanzimi
Arz üzerinde yapılan keşif sonunda imar durumu, arazinin özelliklen, pay ve paydaş sayısı, bölünen parçaların değer toplamının taşınmaz inalın bölünmeden önceki bütünlüğünün kıymetine nazaran çok daha düşük bir değer göstermediği sabit olduğu ve buna göre aynen taksiminin mümkün bulunduğu anlaşılması halinde bilirkişi taksim hakkındaki krokisini tanzim ederek mahkemeye tevdi eder. Burada taksim için gerekirse denkleştirme için ivaz ilavesi yoluna da başvurulabilir.
Tarafların rıza ve muvafakati alınmadıkça taşınmazın bir kısmının yola terki suretiyle tanzim olunan krokiye itibar olunarak taksime karar verilemez. Hiç bir kimse rızası olmadıkça mülkiyet hakkının bir kısmından feragate zorlanamaz. Yola terk doğrudan mülkiyet hakkı ile ilgili bulunduğundan ilgilisinin rızası şarttır. Terkin yapılabilmesi tüm paydaşların ittifakla karar vermelerine bağlıdır. Bir veya bir kaç paydaşın terke rıza göstermesi yeterli değildir. Yola terk konusunda paydaşlar irade birliğine varamazlarsa o taktirde taşınmazın taksiminin mümkün olduğu kabul edilemez.
Onay Makamı
İmar Kanununun 16. maddesi tescil ve şüyuun izalesi başlığını taşımakla olup bu maddeye göre belediye ve mücavir alan hudutları içindeki gayrı menkullerin re’sen veya müracaat üzerine tevhit veya ifrazı bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisi veya bu hakların terkini bu kanun ve yönetmelik hükümlerine uygunluğu Belediye Encümenleri veya İ\ İdare Kurullarınca onaylanır. O halde taksim krokisi müzakereye eklenerek buna göre ifrazın mümkün olup olmadığı onay makamından sorulmalı ve alınacak ce-vaba göre bir karar verilmelidir.
Taksim krokisi onay makamına yollanmadan ve onarın bu konudaki görüşü alınmadan taksim kararı verilemez. Aksi bozma nedeni olur.
Taşınmazın Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde Olması
İmar Kanununun 16. maddesine göre belediye ve mücavir alan hudutları içindeki taşınmaz malların tevhit ve ifrazı, bu kanun ve yönetmelik hükümlerine uygunluğu belediye encümenlerince onaylanır. O halde kesil sırasında tanzim olunan taksim krokisi mâSteceye ekle&etek ^eteöfyçtyÇ gönderilmeli ve belediye encümeninin bu konudaki mütalaası alınmalıdır. Taksim krokisinin belediye encümenlerince onanması halinde ona göre taksime karar verilir.
Taşınmaz Malın Belediye ve Mücavir Alan Sınırları Dışında Bulunması
Davaya konu edilen taşınmaz mal belediye ve mücavir alan hudutları dışında ise ifraz konusunda tanzim edilen krokiyi onaylamaya makam İmar Kanununun 16. maddesine göre İl İdare Kurullarıdır. O halde yukarıda sözü edilen taşınmazların bulunduğu mahal bakımından taksim krokisi mahkemece valiliğe yollanmalı ve İl İdare Kurulu kararı taksimi onaylar mahiyette ise ona göre taksime karar verilir.
İmar Parsellerinde Taksim İstemi
İmar uygulaması sebebiyle bir kısım kadastro parsellerinin tevhidi suretiyle meydana gelen imar parsellerinin mahkeme kararı ile aynen taksimi mümkün değildir. Davacının aynen taksim isteğine tüm davalılar duruşmaya gelip satış yolu ile ortaklığın giderilmesi konusunda bir beyanda bulunmaması halinde aynen taksimin imkansızlığı karşısında davanın reddi gerekir, İmar Kanunu hükümleri bir tarafa bırakılarak bilirkişinin taksim şeklim gösterir raporu esas alınarak taksim kararı verilmesi doğru değildir (6).
Bu gibi durumlarda, şüyulandırma sonucu oluşan imar parsellerinin satılarak ortaklığın giderilmesi ve satış parasının kadastro parsellerindeki değerler esas alınarak dağıtılması icap eder.
Çiftlik Arazisinin Taksimi
Bir davada davaya konu edilen birden fazla parselin bir çiftlik arazisi teşkil ettiği, bu parsellerin birbirine bitişik olduğu, çiftlik bina ve müştemilatının bulunduğu ileri sürülebilir. Böyle bir durumda dava konusu parsellerin bir çiftlik arazisini teşkil edip etmediği ve eskiden beri iktisadi bir vahdet halinde işletilip işletilmediği incelenerek ve gerçekten bir çiftlik arazisi ve Medeni Kanunun 597. ve müteakip maddelerinin tatbik olunup olunamayacağının tahkik edilmesi gerekir.