İşçinin, muvazzaf askerlik nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanma koşulları
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, işçinin muvazzaf askerlik hizmeti sebebiyle iş sözleşmesini feshi halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğacağı hükme bağlanmıştır.
Muvazzaf askerlik hizmeti, yirmi yaşını doldurmuş olan her erkek Türk vatandaşının zorunlu biçimde yapması gerekin bir vatandaşlık ödevidir.
İşçinin muvazzaf askerlik ödevi dışında manevra veya herhangi bir nedenle silahaltına alınması hali ise 4857 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde düzenlenmiş olup, bu durum, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinde yer almadığından, işçinin kıdem hakkı bulunmamaktadır. İki ay ya da en çok doksan gün süreyle işçinin iş sözleşmesi askıda olduğundan bu süre içinde bir fesihten söz edilemez. Ancak, muvazzaf askerlik ödevi dışında manevra veya bir başka nedenle silâhaltına alınma durumunda, bu süre iki ayı (veya işçinin çalıştığı her yıl için iki gün eklendiğinde en çok doksan günü) geçerse, Kanunun 31 inci maddesi hükmü uyarınca işverence feshedilmiş sayılır. Söz konusu fesih, Yasanın 25/11 maddesi uyarınca yapılan bir fesih sayılamayacağından, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükmüne göre, bu halde de kıdem tazminatı ödenmelidir.
İşçinin muvazzaf askerlik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için feshin gerçekten askerlik nedenine dayanması gerekir. Ayrıldıktan sonra bir başka işyerinde çalışan işçinin muvazzaf askerlik sebebiyle ayrıldığı düşünülemez. İşçinin muvazzaf askerlik celp döneminden makul bir süre önce ayrılması da mümkün görülmelidir.
İşçinin muvazzaf askerlik sebebiyle iş sözleşmesini feshinde ihbar öneli tanınmasına da gerek yoktur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 31. maddesine göre işçiler, muvazzaf askerlik dışındaki askerlik görevinin son bulması veya kanundan doğan ödevin bitiminden itibaren iki ay içinde yeniden işe alınmak için işverene müracaat edebilirler. İşverence eski işi veya benzer işlerde, boş yer yoksa boşalacak ilk iste çalıştırılmak üzere işe alınırlar.
İşçinin süresi içinde müracaatına rağmen eski işi veya benzer işi boş olduğu halde işe almayan veya boşalacak ilk işte işçiyi işe başlatmayan işveren için son fıkrada bir yaptırım öngörülmüştür. Bu da, işçinin üç aylık ücreti tutarında tazminattır. (Yargıtay 9. HD. 02.05.2011 tarih 2009/12918 E, 2011/12793 K.)