Çocuğun Mallarının Korunması Davası Nasıl Açılır?

Çocuğun ve Mallarının Korunması

4721 Sayılı Türk Medeni kanunun ikinci kısmının yedinci ayrımında ” Çocuk Mallarının” idaresi düzenlenmiştir. Kendisine velayet verilen anne veya babanın bu bölümde ifade edilen şekilde varsa çocuk mallarını idare etmesi gerklidir.

10.08.2003 tarih ve 25195 sayılı Resmi Gazetde yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet Ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün velayete ilişkin hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gere­kir. Söz konusu tüzüğün 4. maddesine göre velayet kendisine verilen anne veya baba “çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter tutması ve gö­revli mahkemeye vermesi ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekle­şecek önemli değişiklikleri de bildirmesi” gerekir. Çocuğun mallarının idaresinde velayet hakkı sahibi anne veya baba vekil gibi sorumludur.

Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet Ve Miras Hükümlerinin Uygulanma­sına İlişkin Tüzüğün ilgili maddeleri faydalı olacağı için aşağıya aynen alınmıştır.

Çocuğun Korunması

Madde 3 – Türk Medeni Kanununun 346 ve 347 nci maddelerinde belirtilen du­rumlarda hakim, çocuğun korunması için onun bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirilmesine karar verebilir. Bu halde, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 22 nci maddesine göre ilgili mahkemeden korunma kararı alınır.

Korunma kararı alınamaması halinde çocuk hakkında 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 161 inci maddesi ile 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin ilgili hükümlerine göre gerekli önlemler alınır.

Çocuk Mallarının Korunması

Madde 4 – Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir. Mah­keme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten ço­cuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildir­mesini ister.

Hakim, ana ve babanın, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa ol­sun yeterince özen göstermemeleri halinde, Türk Medeni Kanununun 360 ve 361 inci maddelerinde öngörülen önlemleri alır ve gerekli işlemleri yapar.

Gelirlerin Sarfı

Madde 5 – Çocuğun mallarının gelirleri, öncelikle çocuğun bakımına, yetiştiril­mesine ve eğitimine harcanır. Bunu aşan gelirler, ancak ailenin sosyal ve ekonomik durumu, çocuğun aileye getirdiği ekonomik yükler gibi hakkaniyetin gerektirdiği sınırlar içinde ailenin ihtiyacına sarfedilebilir.

Gelir fazlası, çocuğun mallarına katılır.

Çocuk Mallarının Kısmen Sarfı

Madde 6 – Çocuğun olağan ihtiyaçlarının gerektirdiği durumlarda ve bu ihti­yaçların sınırları içinde kalmak üzere çocuğa sermaye olarak yapılan ödemeler, uğradığı zararların karşılığı olarak ödenen tazminatlar ve ikramiyeler ile sosyal yardım ve sosyal güvenlik kurumlan tarafından yapılan ödemeler ve benzeri edim­ler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir.

Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa, ancak hakim kararıyla ana ve babaya belirli miktarlarda çocuğun diğer mallarını da sarfetme yetkisi verilebilir.

Velayetin Sona Ermesi Halinde Malların Devri

Madde 7 – Hakim kararıyla velayetleri veya malı yönetme hakları sona eren ana ve baba, hesap cetveli ile birlikte çocuğun mallarını vasiye veya kayyıma devreder­ler. Eksiklikler varsa bunlar ayrı ayrı tespit edilir, vesayet makamı gerek görürse eksik olan veya zarar verilen mallardan dolayı veli aleyhine dava açılmasını vasi veya kayyımdan ister.

Velayetin, çocuğun ergin olması nedeniyle sona ermesi halinde ana ve baba, er­gin olan çocuğun istemi üzerine bir hesap cetveli de vermek suretiyle malları kendi­sine devir ve teslim ederler.

15.7.2005 tarih ve 25876 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereğince Çocuk mahkemeleri veya çocuk ağır ceza mahkemeleri tarafından alınan tedbirlere göre Aile Mahkemesi hakimi tarafından velayet hakkının düzenlenip düzenlenmeyeceği de önem arz etmektedir. Çocuk mahkemeleri veya çocuk ağır ceza mahkemeleri tarafından çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerden biri alınmışsa bu durumda çocuğun yararı da nazara alınarak çocuk mahkemesi kararı ile çelişmeyecek şekilde Aile Mahkemesi tarafından velayetin düzenlenmesi gereği kuşkusuzdur. Tehlike altında bulunmakla birlikte anne ve abanın desteklenmesi suretiyle tehlikenin bertaraf edileceğinin anlaşılması hâlinde; çocuk, bu kişilere teslim edilir ki bu durumda çocuğun velayetinin düzenlenmesi gerekiyorsa aile hakiminin velayet hususunda bir karar vermesi gerekmektedir.

Adlî ve idarî merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil top­lum kuruluşları, korunma ihtiyacı olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmekle yükümlüdür. Velayet görevinin ağır derecede ihlal edilmesi veya kötüye kullanılması halinde bu duruma sebebiyet veren anne veya babanın velayet hakkının kaldırılası ile çocuğa bir vasi atanması için Sulh Hukuk Mahkeme­sine başvurulması gerekir.

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Call Now Button
error: Content is protected !!
WhatsApp chat