TAHSİL DAVASI
TAŞINMAZIN DEĞERLENDİRMEYE ESAS ALINACAK EMSALLERE GÖRE AYRI AYRI ÜSTÜN VE EKSİK YÖNLERİNİN BELİRLENMESİ – BİLİRKİŞİ KURULU MARİFETİYLE ALINACAK RAPOR SONUCUNA GÖRE HÜKÜM KURULMASI GEREKTİĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI
T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2017 / 5122
Karar: 2017 / 10306
Karar Tarihi: 06.04.2017
ÖZET: Dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru olmamıştır.
(2942 S. K. Geç. m. 6) (UYM. MAH. 11.03.2013 T. 2013/324 E. 2013/417 K.) (ANY. MAH. 13.11.2014 T. 2013/95 E. 2014/176 K.)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında 18. Hukuk Dairesinden çıkan kararı kapsayan 30/04/2015 gün ve 2015/3095 Esas – 2015/7210 Karar sayılı ilama karşı davacı ile davalı … vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının; davalı … yönünden husumetten reddine, davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, taşınmazın fiilen el atılmayan bölümü yönünden ise davanın idari yargının görevinde olduğundan bahisle reddine dair verilen karar davacı vekili ile davalı … vekilinin temyizi üzerine kapatılan 18. Hukuk Dairesince düzeltilerek onanmış, bu karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planında “kent parkı” alanında kaldığı, bu alanın yaklaşık 700.000 m² olduğu … Büyükşehir Belediye Meclisinin 20/09/2012 günlü kararı ile imar planında Kamu Sosyal Donatı Alanı olarak ayrılan alanların 10.000 m² üzerinde olanların kamulaştırma, düzenleme ve tasarruflarının … tarafından yapılmasının uygun olduğuna karar verildiği, bu nedenle davanın … yönünden kabulüne, … yönünden ise husumetten reddine karar verilmesi gerektiği gibi; taşınmazın el atılan bölümü dışındaki “kent parkı” alanında kalan kısım yönünden de imar planına uygun olarak el atılma başladığından proje bütünlüğü gereği kalan bu bölüm içinde el atmanın varlığının kabulü ile bu nedenle adli yargının görevli olduğu (Uyuşmazlık Mahkemesinin 11/03/2013 tarih ve 2013/324 E – 2013/417 K sayılı ilamı da bu yöndedir.) Görev kamu düzenine ilişkin olup, resen nazara alınması gerektiği taşınmazın imar planında “kent parkı” alanı olarak ayrılan ve el atılmayan bölüm yönünden yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı; ayrıca dava konusu taşınmazın Nisan 2012 değerlendirme tarihi itibariyle 520,00 TL / m² değer biçildiği; komşu 418 ada 32 parsel sayılı taşınmaza … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/414 E 2012/256 K sayılı dosyasında Temmuz 2011 değerlendirme tarihi itibariyle 810,00 TL / m² değer biçildiği ve bu değerin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği mahkemece de güçlü delil dosyası olarak kabul edilen dosyadaki değerden ayrılma hususunda alınan bilirkişi ek raporunun hüküm kurmaya elverişli yeterli ve inandırıcı olmadığı, subjektif değerlendirme yapıldığı ve kök raporlarında bir değişiklik olmadığının bildirildiği, bu nedenle usulüne uygun olarak oluşturulacak yeni bilirkişi kurulu eşliğinde taşınmaz başında keşif yapılarak değerinin belirlenmesi gerekirken yetersiz ve inandırıcı olmayan rapora göre hüküm kurulduğu ve tüm bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken kapatılan 18. Hukuk Dairesince yazılı gerekçelerle düzeltilerek onandığı anlaşıldığından,
Davacı vekili ile davalı … vekilinin karar düzeltme isteklerinin kabulü ile kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 30/04/2015 gün 2015/3095-7210 sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesine,
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece … hakkındaki davanın husumetten reddine, …Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, taşınmazın fiilen el atılmayan bölümü yönünden davanın idari yargının görevinde olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davacı … vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planında “kent park” alanı içinde kaldığı bu alanın yaklaşık 700.000 m² olduğu, … Büyükşehir Belediye Meclisinin 20/09/2012 günlü kararı ile imar planında Kamu Sosyal Donatı alanı olarak ayrılan alanların 10.000 m² üzerinde olanların kamulaştırma, düzenleme ve tasarruflarının … tarafından 10.000 m²’nin altında olanların ilçe belediyeleri tarafından yapılmasının uygun olduğuna karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
1-Kent park alanın dışında kalan dava konusu taşınmazın kamulaştırma, düzenleme ve tasarruflarının … Büyükşehir Belediyesine ait olduğu gözetilerek davanın … yönünden kabulüne, … yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesi,
2-Dava konusu taşınmazın el atmadan arta kalan bölümleri imar planında “kent park” alanında kalmaktadır. Taşınmaza imar planına uygun olarak el atıldığından proje bütünlüğü gereği imar planında “kent park” alanı olarak kalan bölüm içinde adli yargı görevli bulunmaktadır. (Uyuşmazlık Mahkemesinin 11/03/2013 tarih ve 2013/324 E 2013/417 K sayılı ilamı da bu yöndedir.) Görev kamu düzenine ilişkin olup, resen nazara alınması gerekmektedir. Bu nedenle taşınmazın el atılmayan bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi,
3-Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki dava konusu … ilçesi Çekirge Mahallesi 4186 ada 31 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak Nisan 2012 itibariyle 520,00 TL / m² değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
Dava konusu taşınmaza komşu 4186 ada 32 parsel sayılı taşınmaza … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/414 E 2012/256 K sayılı dosyasında değerlendirme tarihi olan Temmuz 2011 itibariyle m²’sine 810,00 TL / m² değer biçildiği ve bu değerin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği mahkemece güçlü delil dosyasındaki bu değerden ayrılma hususunda ek rapor alınmış ise de, soyut gerekçelerle kök rapordaki değerde ısrar ettikleri, bu nedenle de bilirkişi kök rapor ve ek raporunun hüküm kurmaya yeterli, elverişli ve inandırıcı olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
4-13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve2013/95-2014/176 sayılı kararı ile;
6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6.maddesinin on üçüncü fıkrası “09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine birtakım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği” gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden,
Sonuç: Davacı vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcı ile karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, davalı … Başkanlığından peşin alınan temyiz harcı ile karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, tarafların temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 06.04.2017 gününde oybirliği ile, karar verildi.